**Namaz ve sabır**

Namaz, sabrı öğretir ve hayatın zorluklarına karşı direnç kazandırır. “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım dileyin.” (Bakara, 2/45) ayeti, bu iki ibadetin birbirine olan yakın ilişkisini ifade eder. Şeyh Abdülkadir Geylani, "Sabır, namazda Allah ile olmanın diğer adıdır," demiştir.

Ebû Hureyre (r.a.)'den, Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir; "Bir iki günle Ramazan orucunun önüne geçmeyiniz. Ancak bir kimsenin âdeti üzre tuttuğu bir orucu olursa, onu tutsun Kaynak: Sünen Ebu Davud

**İslam’da ticaret ve fıkıh**

Kur’an’da, “Alışveriş helal, faiz haramdır,” (Bakara, 2/275) buyrulmuş, İmam Şafii, bunun ticari ahlakın temelini oluşturduğunu ifade etmiştir.

**Abdestin önemi**

Namazın sıhhati, abdestin düzgün alınmasına bağlıdır. Peygamberimiz (s.a.v.), “Abdest, müminin nurudur,” buyurmuştur. İmam Ebu Hanife, "Namazı süsleyen, abdesttir," diyerek abdestin namazdaki önemini vurgulamıştır.

Nihat Hatipoğlu - Sahur - Hz. Muhammed ve Sahabesi - 09.07.2013
#ayet #müslüman #dua

A'raf Suresi 56. Ayet: "Duzeltildikten sonra yeryuzunde bozgunculuk yapmayın. O'na, korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır"

“İman (inanç) öyle bir nurdur ki, karanlık gecede bile yol gösterir. Zorluklar karşısında sabır ve azim (kararlılık) gösteren kişi, imanının kuvvetiyle tüm engelleri aşar. Nasıl ki bir gölge, güneş ışığını takip eder, iman da insanı doğru yola iletir.”

Açıklama:
İman, insanın kalbini aydınlatan ve doğru yolu gösteren bir nurdur. Zorluklar karşısında insanın gösterdiği sabır ve azim, imanın bir yansımasıdır. Azim, insanın kararlılıkla hedeflerine ulaşmaya çalışmasıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Kim Allah’a inanır ve O’nun yolunda sabır gösterirse, Allah ona güç ve zafer verir.” (Buhari, Savaş 65). Ayette ise şöyle buyrulmuştur: “Gerçekten sabredenler, şüphe yok ki, mükâfatlarını ölçüsüz olarak alacaklardır.” (Zümer, 1. Bu, imanın kişiye güç verdiğini ve her türlü zorluğun üstesinden gelebilmesi için ona azim kazandırdığını gösterir.

“Evet, iman (inanç), bu dünyada dahi Cennet lezaizini (lezzetler) manen verebilir. Yüzer lezzetli ışıklarından bu tek faydasına bak: Nasıl ki senin gayet sevdiğin bir zâtı bir tehlikede ölüyorken gördüğün dakikasında, Hekim-i Lokman (Lokman Hekim, halk hikayelerinde geçen efsanevi bir tıbbi şahsiyet) ve Hızır (ihtiyaç anında yardım eden kutsal bir şahsiyet) gibi bir doktor geldi. Birden dirildi. Ne kadar sevinç hissediyorsun. Öyle de: Sen, sevdiğin ve alâkadar olduğun ölmüşlerin adedince sevinçleri, sürurları iman (inanç) veriyor. Çünkü mazi (geçmiş) mezaristanında (mezarlık) milyonlarla sence mahbub (sevgili) zâtlar; mahvdan (yok olma) ve ölümden, birden iman nuruyla (ışık) senin karşında diriliyorlar. “Biz ölmemişiz ve ölmeyeceğiz” deyip hayat buluyorlar. O hadsiz firaklardan (ayrılıklar) gelen hadsiz elemler (üzüntüler) yerine, visal (kavuşma) ve hayat bulmalarından nihayetsiz lezzetler ve sevinçler, iman (inanç) noktasından bu dünyada dahi geldiğini gösteriyor ki: İman (inanç) öyle bir çekirdektir ki; ehl-i imana (inanç sahibi kimseler) Cennet’i bütün lezaiz (lezzetler) ve mehasiniyle (güzellikler) sünbül (filiz) veriyor ve verecektir.”

Bediüzzaman Said Nursi (rahmetullahi aleyh)

Gözyaşlarınızı Tutamayacağınız Bir Hikaye - Hz. Es'ad Bin Zürâre (ra) @Mehmedyildiz
#ayet

"Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Şüphesiz sen, her şeye gücü yetensin." (Müminler - Tahrim Suresi, 8. Ayet)